7 Ağustos 2005
DÜNYA ATLETİZM ŞAMPİYONASINDA YİNE ADIMIZ YOK
Atletizm bütün dünya ülkelerinin üzerinde titizlikle durduğu ve önem verdiği bir branş olmasına rağmen, ülkemizde hala gerekli önem verilmemektedir. İkisi bayan dört atletimiz dünya şampiyonasında mücadele etti ve seçmelerde elendiler. Olimpiyat üçüncüsü ataletimiz Eşref Apak’da finale adını yazdıramadı. Süreyya Ayhan cezalı katılamıyor, Elvan Abelegese ise sene başında yapılan bir doping araştırmasında, ilk örneğin dopingli çıkması sonucu gözü korkutuldu.
Ülkemizde spora ve atletizme yön veren yetkililer, uyanın 2 milyon dolarlık bütçelerle bir yere varamazsınız. Sene başında verilen 3 milyon dolarlık bütçenin bir milyon dolarını Üniversiyad yarışlarına aktarıldı. Federasyonun elinde bir miktar varsa onunda önemli bir bölümü aktarılmış oldu. Komşumuz Yunanistan’dan örnek verirsek 7.5 milyonluk Yunanistan’ın Atletizm Federasyonu bütçesi 30 milyon dolar. Yunanistan’ın atletizm deki başarısı ortada.
Uluslar arası arenada mücadele için bir ekip çalışması gereklidir. Antrenörlerimiz bu destekten yoksundur. Bireysel güçleriyle sporcularını hazırlamaktadır. Çoğu antrenör sporcusu ile yalnız mücadele etmektedir.
Antrenör sayıları da komik oranlardadır. 10 milyonluk İstanbul’da 1 antrenör yoktur. Halbuki antrenör sayısı İstanbul’da en az 100 olmalıdır. (Tam gün çalışan) Günde iki saatini bu işe veren antrenör sayısı da yine İstanbul için 30 cıvarındadır.
Bu şekilde bir yere varılmaz. Mutlaka köklü değişiklikler yapılmalıdır. Atletizmin gelişmekte olduğunu iddia etmek doğru bir tespit değildir.
Türkiye’de nizami ölçülerde bir atletizm salonu yoktur.
İstanbul’da sırıkla yüksek atlama için eğitim sırıkları yoktur.
İstanbul’da kışın yüksek atlama ve sırık atlama minderleri depolarda saklanır.
....................